Artık yeni yıl hedeflerimi nasıl belirliyorum?

Bu yıl hedef belirleme konusundaki düşüncelerim tamamen değişti.

Stoacılık, Budist öğretiler, Doğu felsefesine biraz daha yaklaşma derken birçok şeyi yaşayarak öğrendim.

Nasıl değiştiğimi de anlatmak istiyorum.

Bu yıl gerçekten anladığım şey şu oldu: Bir şeyler istemek huzursuz olmaktır.

Biraz garip geliyor olabilir ama şöyle düşünün: Bir şeyler istemek şu an olduğun konumdan memnun olmamak, değil mi?

Yeni yıl hedefleri de böyle. Hedefimiz varsa huzursuz olmayı göze almamız gerek.

Takvimler değiştikçe mucizevi şeylerin geleceğini düşünmediğim için hedeflerimi takvimin belirli dönemlerine atamamaya gayret ediyorum ama yakın dönem için bazı hedeflerim var. Bu hedeflere yani bu isteklere sahipken de kendimce huzurlu olabiliyorum.

Bu konuyu biraz açayım.

Dinginliği, erdemi temel alan hemen hemen her görüşün ortak bir noktası var: Kontrolün elinde olmadığı şeyleri kafaya takmamak.

Bunu bir adım geri çekelim: Kontrolün elinde olmadığı konularda hedef belirlememek.

E bu nasıl olacak?

Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor: Sandığımızdan çok az şey üzerinde etkimiz var.

İş değiştirmek veya sınavdan yüksek almak bile tamamen bizim elimizde değil.

Kaldı ki sınav kağıdına notu biz vermiyoruz, kendimize işe biz almıyoruz. Son kararı biz vermiyoruz.

E o kadar çalışıyorum, o kadar kendimi geliştirdim; nasıl etkim yok!? Etki var ama sonucu doğrudan değiştirecek bir etki yok.

Sınava giderken başıma bir şey gelebilir, okulda bir şeyler olabilir, hocanın modu, işe alan kişinin keyfi, sektör vs. derken çok fazla değişken var.

Kontrol elimde değilse artık böyle düşünüyorum:

— Ben elimden geleni yaptım mı? Yaptım.
— İşin hakkını verdim mi? Verdim.

O zaman içim rahat. Kötü sonucu kabul etmeme gibi bir durum yok, bu yaşandı ama bir daha yaşanmaması için şunları yapabilirim, diyorum.

Mesele “dersimi aldım, devam ettim” diyebilmek. Başarısızlığa saplanıp kalmakla, başarısızlığın getirdiği o öğrenmeyle ilerlemek arasında dağlar kadar fark var. O farkı içselleştirmek gerek ama fark olduğu için değil, daha huzurlu ve “pozitif” olduğu için.

Peki artık nasıl hedef belirliyorum?

Bir örnek üzerinden gidelim: Aylık 50 bin lira gelir elde edeceğiniz bir işte çalışmak istiyorsunuz diyelim.

Maaş verme kararı sizde değil, işe alınma kararı bile sizde değil.

O zaman etki edebileceğiniz alan neresi? Direkt burası: Kendi alanınızda 50 bin lira maaş veren şirketlerin istedikleri niteliklere sahip olmak.

Şu seviyede şu programı bilmek, bu kadar yabancı dil, şöyle bir hayat standardı vs., değil mi?

O zaman hedef 50 bin lira gelir elde etmek değil.

Hedef şu programları bilmek, bu kadar yabancı dil konuşabilmek ve şöyle bir hayat standardına sahip olmak.

Bakış açımız 180 derece değişiyor belki de.

Hedefi kontrolünüz olmayan dışsal değişkenlerken, kontrolün olan içsel tarafa çekiyorsunuz.

Bunun özellikle iş dünyası için çok nahif bir hedef olduğunu düşünebilirsiniz.

İş dünyasından bir örnek vereyim. 0’dan 100 milyon dolar servete ulaşan Alex Hormozi anlatıyordu, girişimlerde bile satış hedefi koymak dahi sıkıntılı; çünkü satın alma kararını sen vermiyorsun.

Elinde olmayan bir şey için plan yapıyorsun aslında. 10 satış yapmak istiyorsan 10 satış yapmanı sağlayacak aksiyonlar hedefin olmalı. Hedef, iş dünyasında da kontrolün elinde olduğu konularda belirlenmeli.

O zaman düşünce yapısı dışsal hedeflerden içsel hedeflere dönüyor. Hedefler kontrolün elinde olduğu alanlara geçiyor.

Güçleniyorsun, agresif hedeflerin olsa bile dingin kalabiliyorsun.

Şu sorulara cevap vermek kritik:

— Şu an kazandığın para huzurlu yaşamana yetiyor mu?
— Gitmek istediğin yere seni götürecek alışkanlıklara sahip misin?
— Etrafındaki şeyleri fırsat olarak görüyor musun?

Tamam. Bu kadarı yeterli. Yaşamaya, keyif almaya devam etmek gerek.

Tabii dikkat edilmesi gereken nokta ben zaten iyi bir yoldayım diyerek beklemek değil, devam etmek.

Bu da süreci anlamlandırmayı, yaptığın şeylerin uzun vadede seni daha iyi yapacağını fark ettirmeyle geliyor.

Bu farkındalığa sahip biri de hedeflerine göre yaşıyor.

Twitter’da da etkileşimde kalmak isterseniz: https://twitter.com/emreckartal/status/1740065026310901869